Başarıya Giden Yol
Ne iş istersen o işi yapabilirsin. Yeter ki üzerindeki ölü toprağı at, ayağa kalk, "Ben ne istersen onu yapabilirim" de ve kolları sıva işe başla. İnanmak başarmanın yarısıdır. İşe başlarken gemileri yakarak işe öyle koyulursanız, bir süre sonra o işte saygı duyulacak bir uzman olur çıkarsınız.
Kişisel Deneyimim:
İzninizle kendimden bir iki örnek vermek isterim:
Ben 12 yaşımda hiç okula gitmemiş ve Türkçeyi bile konuşamayan bir çocuk olarak köyden aileme haber vermeden kaçıp şehire gidip bulaşıkçılık yaparak aşçılık mesleğinde aranılan bir şef aşçı olmuştum. Askerliğimi yaptıktan sonra, yani köyden ayrıldıktan 15 yıl sonra köye döndüğüm de annemin vefat ettiğini, babam ve kardeşlerim ve eski arkadaşlarımdan ise hiç birinin beni tanıyamadığını ve "Ben Aziz Kaçmaz'ın arkadaşıyım Aziz'in yanından geliyorum deyince herkes şok içindeydi. Nasıl yani Aziz yaşıyor mu, olmuştu. Babamın ilk yanıtı ise "Yeğen ağa, biz Aziz'in öldüğünü biliyorduk, sahi Aziz yaşıyor mu?"
Neyse biz hikayemizi burada kısa kesip, işimize dönecek olursak,.
Taksicilik Serüvenim
Ben Aziz Kaçmaz, 30'larımda, Migros’ta soğuk meze imalatının şef aşçısıydım. Mağazada çalışan kasiyerlerden Ayten Hanım’ın 50'lerindeki taksici eşi Sezai Abi, zaman zaman mağazaya uğrar, çayımızı içerken sohbet ederdik.
Sezai Abi taksicilik yaparken İstanbul’un gezip görmediği yeri kalmıyor, akşama kadar çok farklı insanlarla seyahat ediyor ve monoton olmayan, çok hareketli bir iş yapıyordu. Bizler ise sabahın erken saatlerinde mağazaya gelir, akşam paydos saatine kadar kapalı alanda çalışmak zorundaydık. O yüzden Sezai Abi’ye göre işimiz çok monoton görünüyordu ve ben de onun gibi özgür bir iş yapmaya karar verdim.
Bir gün Sezai Abi’ye, "Bir taksi alırsam ne kadar kazanırım?" diye sordum. Sezai Abi, "Daha önce taksicilik yaptın mı?" diye sordu. "Hayır, hiç taksicilik yapmadım, araba kullanmayı da bilmiyorum, ama kursa gider öğrenirim, ehliyet alır, sonra bir taksi almayı düşünüyorum" dedim. Sezai Abi, ayağa kalktı ve "Aziz Usta, kafan iyi mi? Bizimle kafa mı buluyorsun? 30 yaşında olacaksın, araba kullanmayı öğrenip, İstanbul'da taksicilik yapacaksın öyle mi?" diye gülerek, küçümseyen bir tavırla çıkıp gitmişti.
Allah'tan Sezai abiye, henüz ilkokul diplomam bile yok, demedim. Önce dışarıdan ilkokul sınavına girip diploma aldıktan sonra ehliyet kursuna yazılacağım, deseydim, kim bilir Sezai abi beni nasıl aptal yerine koyup küçümserdi. Allah'tan utanım onu söylememiştim.
Sezai Abi'nin düşüncemi aptalca bulması ve küçümsemesi çok zoruma gitmişti. O dönemde Migros’un çalıştığım mağazası Şişli Camii’nin yan tarafında bulunuyordu. Mağazanın arkasında kapalı bir otopark vardı. Otoparkın bekçisine para veriyor, o da müşteri arabalarıyla bana şoförlük öğretiyordu.
Bir gün bunu fark eden mağaza müdürü ve arkadaşlarım, "Aziz Usta, seni aklı başında biri olarak bilirdik. 30 yaşından sonra araba kullanmayı öğrenemezsin" diyerek benimle alay etmeye başladılar. Bu durumdan rahatsız oldum ve gidip dışarıda şoförlük kursuna yazıldım.
Bir taraftanda diploma almak için dışarıdan ilkokul sınavına girdim. Ancak askere gitmeden önce akşamları ilkokul, sonra orta okul ve liste bitirme dersleri alıyordum. Planım bir seferde sınava girip ilkokul, orta okul ve lise diploması almayı hedeflemiştim. Ancak bu arada askerlik sevk kağıdım gelince tüm hayallerim yarıda kalmıştı.
Kasımpaşa'daki piyale paşa ilk okulunda diplama almak için sınava girdiğimde, sorulan sorular bana o kadar basit geliyordu ki, ben lise düzeyinde yanıtlayınca öğretmen beni kaldırdı müdürün yanına götürdü ve verdiğim yanıtlara baktılar sen kimin yerine sınava giriyorsun diye kimlik yoklaması yaptılar. Durumumu arz edince müdür durumuma üzülerek, yazık etmişsin çok çok iyisin bence devam etmelisin, demişti.
Sonrada müdür ve sınavı denetleyen öğretmen, bir masa ötemde sınava katılan ve okula özel şöförüyle gelen kürklü bayan sınavda çok zorlanıyor. Biz yardımcı olamıyoruz o hanıma yardımcı olabilirmisin diye rica etmişlerdi. Bayana, yardımcı olurken çevremdeki diğer insanlara da yardımcı olmaya çalışıyor ve bilginin ne değerli bir şey olduğunun o zaman gururla gördüm ve hazzını yaşayarak ehliyetimi de aldım.
Sonra taksi plakalı bir araba aldım. Migros'u bırakıp 10 yıl boyunca İstanbul’da taksicilik yaptım. O sırada, Türkiye’de araç telefonları yeni gelmişti. Taksi plakalı arabama bir de araç telefon taktırarak, Hürriyet ve Sabah gazetelerinde Türkiye'nin ilk telefonlu taksisi olarak haber olmuştum.
Tabii ki bu süreçte Migros’taki mağaza müdürümüz, çalışan arkadaşlarımız ve Sezai Abi’nin karşımda nasıl mahcup olduklarını ve ezberlerini nasıl bozduğumu görmek çok ilginçti ve görmeliydiniz... :)
Emlakçılığa Geçiş
Taksiciliğimin 10. yılında, taksiciliğe veda etmek zorunda kaldım. Çünkü bu süre zarfında 3 kez silahlı gasp yaşadım. Bir seferinde, ormanda arabamdan indirildim ve arabamı alıp gittiler. Sabaha kadar yürüyerek eve döndüm.
Taksiciliği bırakmaya karar verdikten sonra birçok meslek araştırdım. İçlerinden en özgür ve en rahat olanının emlakçılık olduğunu fark ettim. İster tek başına yap, istersen onlarca ekip kur ve yönet. Sermaye istemeyen, çok güzel bir iş olduğunu düşündüm.
Bir gün, emlakçı komşumuza taksiciliğin göründüğü kadar kolay bir iş olmadığını ve emlakçılık yapmak istediğimi söylediğimde, komşumuz bana şöyle bir baktı ve gülerek, "Senden emlakçı olmaz, işine bak" diyerek küçümser bir tavırla yürüyüp giderken, ben de arkasından bakarak "O paytak paytak yürüyüşünle sen emlakçılık yapıyorsun da ben neden yapamıyormuşum?" diyerek, ertesi gün mahalledeki evimin bahçesinde 4 m²'lik tahtadan bir kulübe yaparak işe başladım.
Bana "emlakçılık yapamazsın" diyen emlakçı komşum, çoktan yerle yeksan olmuşken, ben bugün Türkiye’nin 300.000 emlak ofisi arasında ilk 4’te yer alıyorum ve aynı zamanda da emlak sektöründe tasarımı ve kurgusu bana ait olan, Türkiye'nin en ileri Online Emlak Otomasyon Yazılımı ile Türkiye'nin 1 numaralı emlak zincirini, hayata geçirmiş ve ofis sayısı olarak Türkiye'nin 50 ilinde 180 Farnchise ofisi ile Türkiyenin en büyük emlak zincirleri arasında ilk 4.sırasındayız.
Ama Türkiye'nin 1.cisi olmak için çalışıyoruz.
Son Sözler
Değerli girişimci dostlar, beni dinler ve çalışırsanız, ne isterseniz o olursunuz. Ama dediğim gibi en özgür, en rahat, en sorunsuz, ve en karlı bir iş varsa, o da emlak işidir.
Sonuç olarak, kısacık hayat hikayemi okuduysanız, ben başarabilmişsem siz neden başaramayacakmışsınız...? İnanın ne isterseniz onu yapabilirsiniz, yeter ki çalışın.
..................................................
''Akıllı insan aklını kullanır, daha akıllı insan başkalarının aklını da kullanır''
Türkiye'nin en hızlı büyüyen emlak bayilik zinciri olan Kaçmaz Emlak bayiliği,
Aynı zamanda en uygun ve en ekonomik bayilik imkanlarını sunan, en karlı bayilik zinciridir.
..............................................
Bayilik veren emlak şirketlerin
Ofis sayıları:
20.02.2025 tarihli Web sitelerinden alınmıştır.
01- Turyap................. 336 Ofis
02- Remax..................335 Ofis
03- Coldwell Banker....220 Ofis
04- Kaçmaz Emlak....175 Ofis
05- Realtyworlde........161 Ofis
06- Altınemlak............131 Ofis
07- Century 21...........101 Ofis
08- Redstone ............ .80 Ofis
09- Premar............ .....46 Ofis
10- Era Türkiye......... 40 Ofis
11- Eskidji ............... . 35 Ofis
12- Keller Williams .....31 Ofis
..............................................................
Emlak Bayilik Ücreti
Aylık : 1.500 TL
-Bayilerimizin, cirolarında pay almıyoruz!
-Bayilerimize, ücretsiz online emlak otomasyon web sitesi veriyoruz!
-Bayilerimize, ücretsiz SMS veriyoruz!
-Bayilerimize ve çalışanlarına sürekli ücretsiz eğitimler veriyoruz!
Bayilik & Franchise almak için:
Remziye OCAK: 0546 544 64 17
Aziz KAÇMAZ : 0532 212 13 91
Adres: Uğurmumcu Mah. Şeyh Şamil Cad. Kadıköy Aydınlar C-blok No: 26/3 Kartal / İstanbul









