Bir Amerikalı, artık yaşadığı evden iyice sıkılmış, değişiklik zamanı geldiğine karar vermişti. Bir sabah yakınlardaki bir emlakçıya girip, evini satmak istediğini söyledi.
Emlakçı, gayet profesyonel bir tavırla pazarlama yetki sözleşmesini hazırladı; evi gezip güzel fotoğraflar çekti. Ardından gazeteye ilan verip, ev için oldukça çekici bir tanıtım yazısı kaleme aldı. Yazıyı gören herkes o eve hayran kaldı.
Ertesi gün, ev sahibi gazeteyi eline aldığında gözü ilanlara takıldı. Birden bire bir ilan dikkatini çekti; "Şehir merkezine yakın, geniş bahçeli, ferah bir ev…" diye başlayan metin tam hayalindeki evi anlatıyordu. Satılık olmasına çok sevindi, heyecanla emlakçının ofisine koştu.
Kapıdan girer girmez emlakçıya biraz sitemle seslendi:
— Yahu ben sana demedim mi, eğer tam hayalimdeki gibi bir ev satılığa çıkarsa bana hemen haber ver diye?
Emlakçı şaşkınlıkla baktı.
— Elbette hatırlıyorum, dedi. Ama anlamadım, hangi evden bahsediyorsunuz?
Adam gazeteyi açıp gösterdi:
— İşte bu! Tam bana göre bir ev bulmuşsun. Ama bana haber vermemişsin!
Emlakçı gülümseyerek başını iki yana salladı.
— Ah Bay Johnson, o ilan sizin evinizin ilanı!
Adam bir an afalladı, sonra kahkahayı patlattı.
— Demek ki ben gerçekten kendi hayalimdeki evde yaşıyormuşum, dedi.
Ve o günden sonra o evi satmaktan vazgeçti.
.......................................................................
Mülk Sahibi, etkili tanıtım yazınızı görürde vaz geçerse, onada ayrı etkili bir senaryo yazarak tekrar satışa razı etmelisiniz :))
Emlakçılık kolay değil:)









