İTO Emlak Müşavirleri Meslek Komitesi Toplantısı

İTO  Emlak Müşavirleri Meslek  Komitesi Toplantısı
06.12.2007 Yazan: Aziz Kaçmaz Aziz Kaçmaz 6429 kişi okudu
İstanbul Ticaret Odası, Emlak Müşavirleri Meslek Komitesi'nin 06.12.2007 tarihinde yapmış olduğu zümre toplantısında Kaçmaz Emlak olarak sunduğumuz öneriler;

İstanbul Ticaret Odası, Emlak Müşavirleri Meslek Komitesi'nin 06.12.2007 tarihinde yapmış olduğu zümre toplantısında Kaçmaz Emlak olarak sunduğumuz öneriler;

                               Değerli arkadaşlar; izninizle Marmara Emlak Müşavirleri Derneği başkanı sayın Adnan Yeşiltaş'a huzurlarınızda teşekkür etmek istiyorum. Sayın başkanın İnternet sitesinde "emlakçıya kaparo vereceksin ki emlakçı seni ciddiye alsın" başlıklı emlakçıyı ve emlakçılığı yücelten çok güzel bir makalesi yayınlanmaktadır. Kendisini tanımam, şu anda salonda görsem dahi tanımam ama internette ki resimine benziyorsa   belki tanıyabilirim!
 

Değerli  meslektaşlarım;  20 yıldan beri bu meslekle iştigal ediyorum, öyle meslektaşlar gördüm ki bu meslekten para kazanıyor çoluğunu çocuğunu geçindiriyor, okutuyor , krallar gibi de yaşıyor. Mesleği sorulduğunda "ticaretle uğraşıyorum", hangi sektör? denilince busefer de "serbest meslek" diyor. Yani emlakçıyım diyemiyor utanıyor böyle nice nankörler gördüm. Diğer taraftan emlakçılık ve emlakçı hak ve hukukunu koruma, kollama adına kurulmuş meslek komitelerimiz, meslek odalarımız var ve bunların yöneticilerine bir mikrofon uzatıldığında,bir kamera yöneltildiğinde veya bir röportaj fırsatı bulduklarında emlakçı ve emlakçılığı yerden yere vurmaktan, kötülemekten, aşağılamaktan başka bir şey yaptıkları yok!
 

Sayın divan kurulu aynı zamanda da İstanbul Emlak Meslek Komitesi üyeleri ve yöneticileridir onları tenzih ediyorum, onlardan mesleğe veye meslekteşlarımıza dair ağızlarından kötü bir söz duymadım ama güzel bir söz de duymadım. Değerli arkadaşlar meslek komitelerimiz ve meslek odalarımız Ankara'da bulunan bir artistin öncülüğünde mesleğimize yapmadıkları kötülük kalmadı. Örneğin; emlakçıların odaya kayıt olma mecburiyeti getirmek için kadastro genel müdürlüğüne talep ve telkinlerde bulunuyorlar , tapu kadastroda emlakçılığı bilmediğinden bir genelge yayınlıyor emlak firması sahibi bağlı bulunduğu odadan kimlik belgesi ve yetki belgesi alarak bizzat kendisi muameleleri takip edebilir diyor. Değerli arkadaşlar bir çok emlakçı arkadaşımızın birden çok şubesi bulunmakta, veya aynı gün farklı tapu dairelerinde iki hatta üç işlem birden yapılabilmektedir. Bizler çoğu zamanlarda müşteriye uymak zorunda kalıyoruz, yani sen şu gün, sende şu gün tapuya gel diyemiyoruz. Demek ki bu uygulama bize değil yalnız tapuda çalışan memurun işine yarıyor. Tapudaki memurların eline bir koz daha vermiş ve bizi de yalaka durumuna düşürmüş bulunmatadır.
 

Oysa firma sahibi o firmanın patronudur, yönetmenidir. O'nun daha önemli işleri vardır ama bu şekilde ayak işlerinde görevlendirirseniz o firmaya yarar değil zarar vermiş olursunuz. Yani yönetmene hem yönetmenlik, hem figüranlık gibi bir görev vermiş oluyorsunuz. (Ayrıca bu patron , şehir dışında olduğunda veya hasta olduğunda bu işleri o zaman kim yürütecek?) Neresinden bakarsanız bakın bu kararı alan insanların emlakçılığı bilmedikleri ve amatörce alınan bir karar olduğu dolayısıyla da meslektaşlarımıza ve mesleğe inidirilmiş ağır bir darbedir. Meslek odaları buna bir çözüm üretmelidir.
 

Değerli arkadaşlar bildiğiniz gibi artık insanlar eskisi gibi peşin para bulup konut alamıyor banka kredisi kullanıyor. Ancak bazı zincir firmalar bankalarla anlaşarak kredilerde özel imtiyazlar alabiliyor. Örneğin; A- bankası o anlaşmalı firmanın üyelerine özel imtiyazlar tanıyor 1.000 YTL komisyon+dask ücreti vesaire gibi ayrıcalıklar tanıyor. İstanbul Emlakçılar Odası kendi üyelerine böyle bir imkan yaratırken bizim meslek komitemiz neden böyle bir çalışma yapmıyor. Çünkü sayın başkanın Turyap'ına böyle bir ayrıcalık tanındığı için gerek duymuyordur. Peki ya 2.000 bine yakın diğer üyeler? Başkanımız "Onlardan banane mi?" diyor.   Sözkonusu ayrıcalıklardan Kaçmaz Emlak olarak biz de yararlanıyoruz. Ancak bu yetmiyor çünkü yanımdaki diğer emlakçı meslekdaşım böyle bir uygulamadan istifade edemiyor, buda haksız rekabet demektir, vijdansızlık demektir. "Biri yer biri bakarsa kıyamet ondan koparmış"!

                                         Diğer bir sorun da bildiğiniz gibi tapu kadasronun yeni başlatmuş olduğu saçma bir uygulama. Önce satış yapılıyor yani gayrimenkulün devri yapıldıktan bir iki saat sonra (Ankara online sistem üzerinden işlemi onyladıktan sonra) ipotek işlemleri başlatılıyor.   Yeniden bankaya ipotek harçlarının ödenmesi için gidiliyor, o satış bazen aynı gün bitmeyip ertesi güne sarkabiliyor. Peki alıcı ertesi gün bir kaza, yada ölüm gibi başına bir hal gelirse sizin aracılığını yaptığınız, satıcınızın parasını ne zaman ve nasıl ödeyeceksiniz ?. Ya alıcının muvazaalı bir alacaklısı çıkarda bu gayrimenkulün üzerine bir tedbir, bir şerh koyarsa?, ne bileyim alıcının eline geçen bu kozu kötüye kullanıp yeniden pazarlığa oturursa halimiz nice olur? "Tapu kadastro ne yaparsa doğru yapar, biz tapu kadasro müdürlüğüne müdahale edemeyiz" diye bir şey yok!. Müdahale etmek, uyarmak zorundayız. Çünkü yaşanabilecek bir olumsuzluk doğrudan bizlere de yansıyacaktır. Tapu kadastro bu işlemler hakkında Emlak Meslek Komite ve Odalarından görüş almalıydı, mademki almadı, mademki büyük bir yanlışın içerisine girmiş, madem çok amatörce bir uygulama içerisinde o halde emlakçıların meslek komiteleri ve meslek odaları toplu hareket ederek tapu kadasro genel müdürlüğünü bu konuda uyarmalıdır. Doğabilecek sorunları anlatmalıdır.
 

Değerli arkadaşlar bize gelen gayrimenkullerin bir an önce satılabilmesi için tüm pazarlama hünerlerimizi ortaya koyuyor reklam için önemli paralar harcıyoruz ki o gayrimenkulleri bir an önce satabilelim. Dolayısıyla da satıyoruz ve tapu dairelerin hem döner sermayesine, hemde maliyenin kasasına trilyonlarca liranın girmesine vesile olmaktayız. Madem ki devlete bu kadar yararımız dokunuyor. O halde tapu dairelerinde meslektaşlarımıza bir oda tahsis edilsin tıpkı adliyelerde avukatlara tahsis edildiği gibi bu bizim en doğal hakkımızdır.

 

 

 

 

 

Makaleye Yapılan Yorumlar